Bültene Kaydol

Gelişmelerden haberdar ol

“Percon 2026, Hem İş Görüşmelerini Kesintisiz Sürdürmeyi Hem De Sosyal Bağları Güçlendirmeyi Sağlayacak”

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

21 Oct 2025

Kısa sürede yalnızca bir etkinlik olmaktan çıkıp, uluslararası ölçekte denizcilik sektörünün prestijli bir iş platformuna dönüşen PerCon, 2026’da üçüncü kez düzenlenmeye hazırlanıyor. Yassıada’da başlayan yolculuk, Şarm El-Şeyh organizasyonuyla küresel boyuta taşındı ve şimdi ise katılımcıları bir cruise gemisinde ağırlayacak. İş görüşmelerini bire bir randevu sistemiyle verimli hale getiren ve sosyal bağlarla güçlendiren PerCon’un vizyonunu, hedeflerini ve sektöre katkılarını PerCon Genel Koordinatörü Cüneyt Yalınkılıç ile konuştuk. Projenin detaylarını anlatan Cüneyt Yalınkılıç hedefinin Percon’u bir Türk markası haline getirmek olduğunu söyledi.

Kısa sürede yalnızca bir etkinlik olmaktan çıkıp, uluslararası ölçekte denizcilik sektörünün prestijli bir iş platformuna dönüşen PerCon, 2026’da üçüncü kez düzenlenmeye hazırlanıyor. Yassıada’da başlayan yolculuk, Şarm El-Şeyh organizasyonuyla küresel boyuta taşındı ve şimdi ise katılımcıları bir cruise gemisinde ağırlayacak. İş görüşmelerini bire bir randevu sistemiyle verimli hale getiren ve sosyal bağlarla güçlendiren PerCon’un vizyonunu, hedeflerini ve sektöre katkılarını PerCon Genel Koordinatörü Cüneyt Yalınkılıç ile konuştuk. Projenin detaylarını anlatan Cüneyt Yalınkılıç hedefinin Percon’u bir Türk markası haline getirmek olduğunu söyledi.

Prosentez yıllardır sektöre medya hizmeti sunuyor. Denizcilik özelinde konuşmak gerekirse iş ortaklarınıza ve denizcilik sektörüne sunduğunuz çözümler nelerdir? Sektörün gelişmesi ve iş birliklerinin sağlanması adına nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

 Prosentez aslında köken itibarıyla spor alanından doğmuş bir firma. Ben de spor gazeteciliğinden gelen biri olarak, Türkiye Futbol Federasyonu ve A Millî Takım gibi kurumlara 11 yıl boyunca medya danışmanlığı yaptım. O dönemde Türkiye’nin ilk web sitelerini hayata geçiren firmalardan biriydik; birçok futbolcunun ve spor camiasından önemli ismin kişisel sitelerini hazırladık. Sosyal medyanın henüz olmadığı bir dönemde dijital iletişimde öncü bir rol üstlendik.

Bugün ise Prosentez Productions, tanıtım ve reklam filmlerinden sektörel prodüksiyonlara kadar butik çözümler sunan bir yapıya evrildi. Özellikle denizcilik sektöründe Türkiye’nin ilk sektörel televizyon kanalı olan GİSBİR TV’yi hayata geçirerek önemli bir ilke imza attık. Bu yönüyle hem iş ortaklarımıza hem de sektöre, özgün içerik üretimi ve yenilikçi medya projeleriyle değer katıyoruz.

PerCon kısa sürede yalnızca bir etkinlik değil, aynı zamanda denizcilik sektörünün buluşma noktası haline geldi. İstanbul’dan Şarm El-Şeyh’e uzanan yolculuğu, global ölçekte bir başarıyı işaret ediyor. PerCon’u düzenleme fikri nasıl doğdu? Kuruluş sürecinde sizi bu modeli geliştirmeye yönlendiren temel ihtiyaçlar nelerdi? 

Ben ilkleri seven biriyim. Çocukluk arkadaşım Pin Drink’in kurucusu, bana bir gün şöyle dedi: “Beni bir satın almacıyla aynı odaya koy, satamayacağım bir şey yok.” Bu fikir bana ilham verdi. Neden ben de denizcilik sektöründe benzer bir modeli uygulamayayım diye düşündüm ve “Perfect Connection” (Percon) projesini hayata geçirmeye karar verdim. Amacımız; tersanelerin ve armatörlerin satın almacılarını, onlara mal ve hizmet sunan firmalarla aynı ortamda buluşturmak oldu. Buradaki en önemli nokta, insanların mutlaka aynı mekânda bir araya gelmesiydi. İlk organizasyonu Yassıada’da düzenledik: 40 satın almacı ve 80 tedarikçiyi özel odalarda, bire bir görüşme imkânıyla bir araya getirdik. Katılımcılar memnun ayrıldı ve biz de doğru yolda olduğumuzu gördük.

Ardından projeyi daha ileri taşımaya karar verdik. Yurt dışında yapmak istedik, ancak vize engeli nedeniyle Atina planımızı iptal ettik. Bunun yerine vizesiz gidilebilen ve tatil atmosferi sunan Şarm El-Şeyh’i seçtik. Özel uçakla götürdüğümüz 70 satın almacı ve 120’den fazla tedarikçi, burada üç gün boyunca bire bir görüşmeler gerçekleştirdi. Yaklaşık 200 kişilik bu organizasyon da büyük ilgi gördü. Katılımcıların memnuniyetini gördükçe, bu projeyi her seferinde daha ileri taşıma motivasyonumuz artıyor. Ana sponsorumuzun da dediği gibi, “Bir sonraki adım uzay mı olacak?” diye espri yapılıyor. Biz de hep üzerine koyarak yolumuza devam ediyoruz.

Günümüz rekabet ortamında firmaların doğru bağlantılara erişmesi oldukça kritik. PerCon’a katılan şirketler açısından en somut kazanımlar neler oluyor? Katılımcı firmaların geri bildirimlerinde öne çıkan; iş geliştirme, tedarik zinciri optimizasyonu veya yeni pazar açılımları gibi katkıları nasıl özetlersiniz?

 Uluslararası alanda denizcilik sektörünün en büyük sorunlarından biri, dış pazarlara yeterince ulaşamamak. Oysa internetin ve iletişim kanallarının bu kadar gelişmiş olduğu bir dönemde bile Türk firmalarının dış pazarlarda zorlandığını görüyoruz. Bunun temel nedenlerinden biri, sosyalleşme imkânlarının sınırlı olması. İnsanlar birbirlerini sadece telefon numarası, e-posta adresi veya isimden ibaret gördüklerinde, doğal olarak kendi ülkelerinden veya çevrelerinden olanlarla çalışmayı tercih ediyorlar. Ancak işin içine arkadaşlık ve sosyal bağlar girdiğinde, o kişi artık yalnızca bir isim olmaktan çıkıp güven duyulan bir dost haline geliyor.

Bu eksikliği fuarlarda da gözlemlediğim için, bizim organizasyonlarımızda giderilebileceğini düşündüm. İlk etkinliğimizde yalnızca bir yabancı katılımcımız vardı. Ancak Mısır’daki buluşmada bu sayı 16’ya yükseldi; satın almacı ve tedarikçi olarak. Biz ticari ilişkileri takip etmiyoruz, bu bizim alanımız değil. Bizim işimiz onları bir araya getirmek. Fakat dostluk bağlarımız sayesinde hem yerli hem de yabancı katılımcılardan aldığımız geri bildirimler çok olumlu oldu. Etkinlik sonrasında Hindistan’a mal satan firmaları, Azerbaycan’da büyük projelere imza atan şirketleri ya da Türk tersanelerinin yabancı firmalardan alım yaptığını duymak bizi çok memnun etti. Çünkü bu, organizasyonlarımızın amacına ulaştığını gösteriyor.

Biraz da Percon 2026’yı konuşmak isteriz. PerCon 2026, klasik konferans veya fuar formatlarının ötesine geçerek “cruise gemisi üzerinde” gerçekleşecek. Bu farklı konseptin seçilmesinin ardındaki stratejik düşünce nedir? Çeşme–Bodrum–Rodos rotası, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda sektörel bir sembol niteliği taşıyor. Bu rotayı belirlerken hangi kriterleri dikkate aldınız?

 

Percon 2026’yı bir cruise gemisinde gerçekleştirmeye karar verdik. Çünkü amacımız her zaman olduğu gibi katılımcıları olabildiğince bir arada tutmak. Bu fikir, Şarm El-Şeyh’teki organizasyondan sonra ortaya çıktı. Vizesiz destinasyon seçeneklerini araştırdığımızda alternatiflerin sınırlı olduğunu gördük: Belgrad, Bakü, Dubai ya da Uzakdoğu düşünülebilirdi. Ancak biz farklı bir yol arayışına girdik ve “Acaba bir cruise gemisinin içinde yapabilir miyiz?” dedik. Cruise gemilerini inceledim ve toplantı salonlarının düzenlenebilir yapısıyla başarılı bir organizasyon için uygun olduğunu gördüm. Ayrıca vizesiz günübirlik gidilebilen Yunan adaları rotasının bu fikre çok uygun olduğunu fark ettik. Böylece karar verdik: Etkinliği cruise gemisinde yapacağız.

15–18 Nisan tarihleri arasında Selectum Blue isimli gemiyi tamamen kiraladık. Gemide sadece satın almacılar, tedarikçiler ve misafirlerimiz olacak. Yani kimsenin bir yere “kaçma” ihtimali olmayacak; herkes bir arada kalacak. Rota da bu doğrultuda planlandı. İlk gün toplantılar gemide yapılacak ve Bodrum’a gidilecek. Katılımcılar geceyi Bodrum’da eğlence programlarıyla geçirecek.

Ertesi gün gemi Rodos’a doğru yola çıkacak. Yol boyunca toplantılar devam edecek, Rodos’a varıldığında ise katılımcılar şehri gezebilecek, eğlenebilecek ve dilerlerse denize girebilecek. Nisan ortasında suyun sıcaklığı istatistiklere göre artmaya başlıyor; bu yüzden yüzme imkânı da olacak. Ardından dönüş yolunda yine gemide toplantılar sürecek ve program Çeşme’de sona erecek. Bu konsept, hem iş görüşmelerini kesintisiz sürdürmeyi hem de sosyal bağları güçlendirmeyi sağlayacak.

“Percon 2026’da en önemli kriterimiz sektörün “Şampiyonlar Ligi”ni bir araya getirmek”

90’dan fazla satın almacı ve 120’den fazla tedarikçinin katılımı öngörülüyor. Katılımcı profilini şekillendirirken hangi ölçütlere öncelik verdiniz? 65’i onaylı satın almacı firmanın katılımı, etkinliğin güvenilirliğini ve etkinliğini artırıyor. Bu ölçekteki katılımcı kitlesi, PerCon’u sektörde nasıl farklı bir noktaya taşıyor?

İlk organizasyonumuz olan Percon 2024’te 40 satın almacı ile yola çıktık. 2025’te bu sayıyı 70’e yükselttik. Şimdi hedefimiz, Percon 2026’da 90 satın almacıya ulaşmak. Buradaki en önemli kriterimiz ise sektörün adeta “Şampiyonlar Ligi”ni bir araya getirmek.

Hem tersane hem de armatör tarafında Türkiye’nin en yetkin isimlerini seçerek satın almacı grubuna dahil ettik. Çünkü bizim en büyük değerimiz, satın almacıların kendileri. Bu noktada özellikle dikkat ettiğimiz husus, katılanların sadece yetkili değil, aynı zamanda teknik bilgiye de hâkim kişiler olmasıydı. Sağ olsunlar, sektör firmaları da bize bu doğrultuda en doğru isimleri gönderdiler. Percon 2026’nın en önemli farkı ise yabancı satın almacı sayısındaki ciddi artış olacak. Şu ana kadar 12 Yunan armatör ve tersane temsilcisi katılımlarını teyit etti. Bu sayı şimdiden oldukça güçlü bir başlangıç ve yıl sonuna kadar daha da artmasını bekliyoruz. Hedefimiz, 90 satın almacının yaklaşık yarısını yabancı firmalardan oluşturmak.

Eğer 45–50 yabancı satın almacıyı organizasyona dahil edebilirsek, bu hem Türk tedarikçileri hem Percon markası hem de bize destek veren GİSBİR ve diğer sponsorlarımız için büyük bir katkı sağlayacak.

Katılımcı profili ve hedeflenen sektörler açısından 2026 organizasyonunda bir genişleme planlıyor musunuz? Özellikle hangi bölgelerden veya hangi sektörlerden daha fazla temsil görmeyi bekliyorsunuz? Katılımcı profili açısından baktığınızda; Percon’un daha çok hangi alanlarda (armatörlük, tersanecilik, ekipman tedariki, teknoloji, akademi) değer yarattığını gözlemliyorsunuz?

 Tersane ve armatör dengesini olabildiğince korumaya çalışıyoruz. Çünkü tedarikçilerin önemli bir kısmı her iki tarafa da hizmet veriyor. Ancak yalnızca armatörlerle çalışan ya da sadece tersanelere hizmet sunan firmalar da var. Biz bu farklılıkları göz önünde bulundurarak katılımcı profilini dengeli tutmaya özen gösteriyoruz. Bu nedenle hem tersane hem de armatör tarafındaki satın almacı sayısını eşit ve dengeli şekilde planlıyoruz.

 “Randevu sistemi sayesinde zaman en verimli şekilde kullanılmış olacak”

Birebir, önceden planlanmış görüşmeler PerCon’un en güçlü yanlarından biri. Cruise konseptinde bu görüşmelerin organizasyonu nasıl işleyecek? Katılımcı firmalar açısından bakıldığında, 3 gece boyunca aynı gemide bulunmanın iş geliştirme ve güven oluşturma sürecine nasıl bir etkisi olacak? PerCon’un özel randevu tabanlı yapısının hem tedarikçiler hem de satın almacılar açısından sağladığı verimliliği ve güven ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Percon 2026 da tıpkı önceki organizasyonlarda olduğu gibi randevu sistemiyle işleyecek. Katılımcılar bire bir görüşmelerini internet üzerinden planlanan randevular aracılığıyla gerçekleştirecek. Belirlenen saat dilimlerinde, tedarikçiler kendi programlarına ve satın almacının uygunluğuna göre boş saatleri seçerek randevu alabilecek.

Bu sistem, görüşmelerin tamamen planlı ve hedef odaklı yürütülmesini sağlıyor. Katılımcılar 90 satın almacı arasından istediklerini seçme imkânına sahip olacak. Her görüşme 20 dakika sürecek ve ardından hemen yeni bir görüşmeye geçilebilecek. Böylece zaman en verimli şekilde kullanılmış olacak.

“Benim en büyük hedefim, Percon’u bir Türk markası haline getirmek”

Etkinlik olarak ön plana çıkan PerCon, aynı zamanda sektör profesyonelleri için tasarlanmış özel bir B2B iş platformudur. İlk etkinlikten bu yana PerCon’un coğrafi ölçek ve katılımcı profili açısından hızlı bir büyüme gösterdiğini görüyoruz. Orta ve uzun vadede hedeflediğiniz pazarlar ve bölgeler hangileri? Türkiye merkezli bir girişim olarak PerCon’un, Türk denizcilik sektörünün küresel pazarlarda görünürlüğünü artırmadaki rolü nedir?

Benim en büyük hedefim, Percon’u bir Türk markası haline getirmek. Dünyada bu alanda uzun süredir yapılan örnekler var; örneğin MTB yaklaşık 20 yıldır düzenleniyor. Ben bu işe girdikten sonra MTB’yi tanıdım, ancak yapısının bizimkinden oldukça farklı olduğunu gördüm. Bugün sektör içinde Percon’un MTB’ye rakip olarak anıldığını duymak beni çok mutlu ediyor. Çünkü rekabet, her zaman gelişimi hızlandıran bir unsurdur ve bu durumun bize olumlu yansıyacağına inanıyorum. Neden Türkler de dünya çapında bir marka yaratamasın? En büyük hayalim, Percon’un uluslararası bir marka haline gelmesi. Böyle bir başarı yalnızca bizim için değil, ülkemiz için de büyük katkı sağlayacak. Türk firmalarının yabancılar tarafından daha fazla tanınmasına aracılık edecek.

Öte yandan Percon’u sadece denizcilikle sınırlamak istemiyorum. “Perfect Connection” konseptiyle farklı sektörlerde de güçlü bağlantılar kurmak istiyoruz. Bu noktada öncelikli olarak kuyumculuk, yapı ve sağlık sektörleri üzerine fizibilite çalışmalarına başladık. Yine de amiral gemimiz daima denizcilik olacak. Yakın gelecekte Percon için yeni projelerimiz de var, fakat bunları şimdilik sürpriz olarak saklamak istiyorum. Çünkü açıklanınca büyüsü azalıyor. Aklımda yine cruise, Yassıada veya özel uçakla Şarm organizasyonu gibi özgün ve daha önce yapılmamış fikirler var. Elbette bunlar riskli projeler, ama risk almak da işin heyecanını artırıyor.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Percon 2026’nın üçüncüsünü hayata geçirmek benim için büyük bir gurur kaynağı. Ancak en başından beri vurguladığım gibi, asıl hedefimiz ülkemize güçlü bir marka kazandırmak. Bu noktada en büyük teşekkürüm GİSBİR’e ve Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran’a. Onların desteği olmasaydı, emin olun Percon bugün bu kadar büyüyemez, bu kadar bilinir hale gelemezdi. GİSBİR’e minnettarız. Elbette tüm sponsorlarımız çok kıymetli, fakat GİSBİR’in yeri ayrı. İsmini vererek organizasyona sahip çıkıyor, bu yüzden biz de gururla “GİSBİR Percon” diyoruz. Bu iş birliğinin uzun yıllar devam etmesini diliyoruz.

Ayrıca size ve yayın organınız Sea Business World’e de teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bu sayede organizasyonumuzu daha geniş kitlelere duyurma fırsatı buluyoruz. Sıkça şunu duyuyoruz: “Harika bir organizasyonmuş ama haberimiz olmadı.” Biz elimizden geldiğince herkese ulaşmaya, bilgi vermeye çalışıyoruz ama bazen gözümüzden kaçanlar olabiliyor. Sizin desteğinizle çok daha fazla insana ulaşabileceğimize inanıyorum.

percon, cüneyt yalınkılıç

Bültene Kaydol

Gelişmelerden haberdar ol

İlgili İçerikler

"Resolving the Passport and Visa Issue is a Priority for Turkish Seafarers' International Presence."

TÜRKKAPDER, one of Turkey's most established maritime associations and founded in 1959, plays an active role in the industry as a leading organization representing Turkish seafarers on both national and international platforms. We spoke with Captain Zafer Akbulut, Chairman of the Board of the Turkish Oceangoing Shipmasters Association (TÜRKKAPDER), about the challenges faced by Turkish seafarers, proposed solutions, TÜRKKAPDER's work, and his vision for the future. Highlighting a critical point for the Turkish maritime sector to achieve a stronger position in international competition, Captain Akbulut said, "For Turkey to compete internationally, the visa, which we call the GREEN PASSPORT or OKEY TO BOARD, must be issued as soon as possible."

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

06 Nov 2025

YAF Group Offers End-to-End Maritime Solutions from Türkiye to the World

YAF Group, one of Turkey's leading companies in the maritime sector, stands out with its extensive service network and versatile operations in the global market. Through offices and warehouses in China, Korea, Germany, and Dubai, it offers end-to-end solutions ranging from ship procurement and engineering to maintenance and repair services, brokerage and ship management. YAF Group Founder Yusuf Kanıcı discussed YAF Group's strategic international structuring, innovative approaches to logistics and supply chain management, and digitalization and automation applications. He explained YAF Group's sustainability efforts and future vision.

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

22 Oct 2025

“YAF Group, Türkiye’den Dünyaya Uçtan Uca Denizcilik Çözümleri Sunuyor”

Denizcilik sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri olan YAF Group, global pazardaki geniş hizmet ağı ve çok yönlü operasyonlarıyla dikkat çekiyor. Çin, Kore, Almanya ve Dubai’deki ofis ve depoları aracılığıyla, gemi tedarikinden mühendislik ve bakım-onarım hizmetlerine, brokerlikten gemi işletmeciliğine kadar uçtan uca çözümler sunuyor. YAF Group’un stratejik uluslararası yapılanmasını, lojistik ve tedarik zinciri yönetimindeki yenilikçi yaklaşımları, dijitalleşme ve otomasyon uygulamalarını konuştuğumuz YAF Group Kurucusu Yusuf Kanıcı YAF Group’un sürdürülebilirlik çalışmalarını ve geleceğe yönelik vizyonunu anlattı.

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

22 Oct 2025