Bültene Kaydol

Gelişmelerden haberdar ol

“Türk Denizcilik Sektörünün Uluslararası Rekabet Gücünü Artırmayı ve Sürdürülebilir, Çevreci Bir Gelecek İnşa Etmeyi Hedefliyoruz”

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

01 Jul 2025

Türk denizcilik sektörü, küresel ticaret yollarındaki ve dijital dönüşümdeki gelişmelerin etkisiyle önemli bir evrim sürecinden geçiyor. İzmir, güçlü liman altyapısı, stratejik konumu ve sektöre yaptığı yatırımlarla, ülkenin denizcilik ve lojistik merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.

Türk denizcilik sektörü, küresel ticaret yollarındaki ve dijital dönüşümdeki gelişmelerin etkisiyle önemli bir evrim sürecinden geçiyor. İzmir, güçlü liman altyapısı, stratejik konumu ve sektöre yaptığı yatırımlarla, ülkenin denizcilik ve lojistik merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. İzmir Deniz Ticaret Odası, bu dönüşüm sürecinde kritik bir rol üstlenerek, Türk denizcilik sektörünün uluslararası rekabet gücünü artırmayı ve sürdürülebilir, çevreci bir gelecek inşa etmeyi hedefliyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, bu doğrultuda yaptığı açıklamada, “Yeşil dönüşüm projeleri ve teknolojik yeniliklerle donatılan limanlar, İzmir’i “Limanlar Şehri” vizyonuna taşırken, kruvaziyer turizmi ve deniz ticareti alanlarındaki büyümeyi hızlandırıyor.” dedi.

Türk denizcilik sektörü son yıllarda hem ulusal hem de uluslararası alanda büyük bir değişim geçiriyor. İzmir, bu süreçte önemli bir rol oynuyor ve liman altyapısının gelişimi, sektöre büyük katkı sağlıyor. İzmir'in denizcilik sektörü açısından geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle son yıllarda yapılan yatırımlar ve gelişmelerin İzmir’in limanları ile sektöre katkıları konusunda hangi noktadayız? Ayrıca, İzmir’in bu alandaki rekabet gücünü artırmak için önümüzdeki dönemde hangi stratejileri izlemeliyiz?

Ülkemiz denizcilik sektörü, küresel ticaret yollarındaki ve ekonomik bloklardaki gelişmelerin yanı sıra dijital teknoloji ve otomasyona dayalı değişikliklerle, bir diğer taraftan ise yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda yeniden şekillenmektedir. Üretimin ana motoru olan Doğu ile tüketim pazarı olarak öne çıkan Batı arasında doğal bir köprü olan Türkiye, lojistik performansını artıracak önemli altyapı yatırımları gerçekleştirmektedir.

İzmir, TCDD İzmir Limanı, Aliağa’daki üç konteyner limanı ve iskelelerle, ülkemizin 500 milyon tonu aşan yük ve 12 milyon TEU civarındaki konteyner elleçleme hacminin yaklaşık yüzde 15’ini gerçekleştiren, hem tarihsel hem de güncel olarak Türkiye’nin lojistik merkezlerinden biridir.

 

İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon Projesi kapsamında İzmir Körfezi’nin taranması ve liman ekipmanının yenilenmesi, İzmir Limanı’nın ihtiyaç duyduğu acil yatırımlar arasında yer almaktadır. Aliağa bölgesindeki liman ve iskelelerin yapıcı bir rekabet ve koordinasyon içinde hizmet vermesi, Kuzey Ege Çandarlı Limanı Projesi’nin liman-endüstri bölgesi konseptiyle hayata geçirilmesi, limanların sanayi bölgelerine demiryolu bağlantılarının tamamlanması gibi adımlar, İzmir’in denizcilikteki rekabet gücünü artıracak öncelikli yatırımlar olacaktır.

Dijitalleşme, denizcilik sektörünü derinden etkileyen bir olgu haline gelmiş durumda. Gelişen teknolojiler, sadece operasyonel verimliliği artırmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel etkileri azaltmaya yönelik önemli çözümler sunuyor. Dijitalleşme ve yeni teknolojilerin denizcilik sektörüne entegrasyonu konusunda İzmir’deki şirketler nasıl bir yol izliyor? Örneğin, otonom gemiler ve akıllı limanlar gibi teknolojilerin sektördeki yerini nasıl görüyorsunuz?İzmir bu yeniliklere ne kadar hızlı adapte oluyor?

Türk denizcilik sektörü ve sektörde faaliyet gösteren firmalar, küresel denizcilik ve lojistik alanındaki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Küresel denizcilik rotalarındaki değişiklikler, dijital teknolojilerin iş süreçlerine entegrasyonu, yapay zekâ ve otonom sistemlerin gemi inşa sektöründen taşımacılığın her alanına adapte edilmesi ve limanların otomasyonu, ülkemiz ve bölge denizciliğinin ana gündem maddelerindendir. Bu bağlamda, devletimizin sağladığı destek ve teşvikler ile yol gösterici nitelikteki yatırımların önünün açılması, denizciliğimizin dönüşümünü hızlandıracaktır.

“Ülkemiz denizcilik sektörü, sıfır emisyon hedefi doğrultusunda alternatif yakıtların kullanımına imkan veren deniz araçlarından sınırda karbon uygulamalarına kadar pek çok alanda yeşil dönüşümü yakından takip etmektedir”

Denizcilik sektörü, çevresel etkiler açısından büyük sorumluluk taşıyor. Deniz kirliliğinin önlenmesi ve karbon salınımının azaltılması için alınan önlemler, sadece yerel değil, küresel anlamda da büyük önem taşıyor. İzmir’de denizcilik sektöründe sürdürülebilirlik konusunda hangi adımlar atılmakta? Özellikle gemi atıkları ve deniz kirliliği ile mücadele konusunda İzmir Deniz Ticaret Odası olarak yürütülen projeler nelerdir? Bu projelerin etkinliği ve gelecek hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Denizcilik sektöründe, karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltılması ve 2050 yılında sıfırlanması hedefi, ülkemizin taahhüt ettiği ve bu doğrultuda politikalar geliştirdiği önemli konulardan biridir. Ülkemiz denizcilik sektörü de, sıfır emisyon hedefi doğrultusunda alternatif yakıtların kullanımına imkan veren deniz araçlarından sınırda karbon uygulamalarına kadar pek çok alanda yeşil dönüşümü yakından takip etmektedir. Devletimizin, Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’ne benzer bir sistemi hayata geçirmesi ve buradan elde edilecek gelirin çevreci gemilerin yapımına aktarılacak olması büyük önem taşımaktadır. Öte yandan, yapılan araştırmalar deniz kirliliğinin büyük ölçüde karasal kaynaklı olduğunu ve denizcilerin, denizleri ekmek teknesi olarak görerek bu konuda son derece bilinçli davrandığını ortaya koymaktadır. Özellikle ilk ve orta öğrenim düzeyindeki çocuklarımızla gerçekleştirdiğimiz deniz ve kıyı temizliği etkinlikleri ile denizleri koruma bilincini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlıyoruz.

“İzmir’in kruvaziyer turizminde büyümeye devam edebilmesi için modern bir yolcu terminali ve şehir merkezinde yeni cazibe alanlarının oluşturulması gerekmektedir”

Kruvaziyer turizmi, küresel anlamda önemli bir ekonomik sektör haline gelmiş ve özellikle liman şehirleri için büyük fırsatlar sunan bir alan olmuştur. İzmir'in kruvaziyer turizmi potansiyelini sürdürülebilir bir şekilde geliştirebilmesi için, hem çevresel etkilerin minimize edilmesi hem de ekonomik faydaların maksimuma çıkarılması adına atılacak adımlar nelerdir?

Binlerce yıllık bir liman kenti olan İzmir, aynı zamanda Türkiye turizminin doğuşuna ev sahipliği yapmıştır. Dünyaca ünlü Türk markası Mavi Yolculuk, İzmir ve Ege kıyılarında gelişmiştir. 1960’lı ve 1970’li yıllarda Türk bayraklı yolcu gemilerinin en önemli uğrak noktalarından biri İzmir ve çevresindeki kıyı şehirleri olmuştur. Kruvaziyer operatörlerinin 2000’li yıllarda yeniden keşfettiği İzmir, 552 bin yolcuya ulaşmayı başarmıştır. 2010’lu yılların ikinci yarısında kesintiye uğrayan kruvaziyer turizmi, pandemi sonrası yeniden canlanmıştır. İzmir’in kruvaziyer turizminde büyümeye devam edebilmesi için modern bir yolcu terminali ve şehir merkezinde yeni cazibe alanlarının oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, İzmir’in esnafı ve vatandaşının kruvaziyer turizmini istemesi ve bu yönde çaba göstermesi de önemlidir.

Uluslararası ticaretin sürekli değişen dinamikleri, denizcilik sektörünü doğrudan etkiliyor. Küresel ticaret savaşları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve pandeminin etkileri, Türk limanlarına olan talebi etkileyebiliyor. İzmir ise coğrafi konumu itibarıyla stratejik bir noktada bulunuyor. Dünyadaki ticaret savaşları ve pandemi sonrası yaşanan ekonomik zorluklar Türk denizcilik sektörüne nasıl yansımaktadır? Özellikle İzmir’in stratejik konumu göz önünde bulundurulduğunda, İzmir limanları bu süreçten nasıl etkilendi ve bu zorluklarla başa çıkmak için hangi adımlar atıldı?
İzmir Limanları, ülkemiz deniz ticareti ve limancılık sektörünün önemli bir parçası olarak, sektörün sorunları ve fırsatlarıyla paralel bir şekilde gelişmektedir. Ülkemiz, Yakın Doğu’nun önemli bir imalat merkezi olmasına rağmen, teknolojiye dayalı ve katma değeri yüksek mal üretimi konusunda istenilen seviyeye henüz ulaşmamıştır. Pandemi döneminde Avrupa’nın tedarik merkezi olarak öne çıkan Türkiye, bu avantajı kalıcı hale getirmeyi başaramamıştır. Sonuç olarak, ihracat ve aktarma yükleri belirli bir düzeyi aşamamaktadır. Bugün dünyada farklı coğrafyalarda sıcak savaşlar devam etse de, asıl kazananlar ticaret savaşlarının galipleri olmaktadır. Bu nedenle, üretimi hedef pazara en hızlı ve en düşük maliyetle ulaştıranlar başarılı olmaktadır.

“Nasıl taşıdığımız kadar, ne taşıdığımız da büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz açısından liman altyapılarının geliştirilmesi ve lojistik performansının artırılması sürecine, aynı zamanda imalat süreçlerinin yeniden tasarlanması da eşlik etmelidir.”

Gelecek, denizcilik sektörü için sürekli bir değişim ve gelişim süreci anlamına geliyor. İzmir Deniz Ticaret Odası olarak, sektörü daha ileriye taşımak için ne gibi vizyoner hedefler belirlenmiş durumda? İzmir Deniz Ticaret Odası’nın önümüzdeki 5 yıl için belirlediği ana hedefler nelerdir? Bu hedefler doğrultusunda, sektörün gelişmesi için hangi adımlar atılmalıdır? Özellikle sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yerel kalkınma gibi alanlarda atılacak adımlar neler olmalıdır?

İMEAK Deniz Ticaret Odamızın misyonu, Türk Denizcilik Sektörünün serbest rekabet ortamında gelişmesini, uluslararası rekabet gücünün artmasını ve ülke ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için sürdürülebilir bir gelecek için çevreci bir yaklaşım benimseyerek, her gün gelişen hizmet anlayışımızla üyelerimize küresel sistemle uyumlu, etkin, verimli ve ekonomik denizcilik hizmetleri sunmaktayız. Vizyonumuz ise “Denizci Millet, Denizci Ülke”dir. Deniz ticareti ve deniz turizmi ana faaliyet alanlarımız başta olmak üzere, denizciliğin 48 alt sektöründe İzmir’den Çeşme’ye, Didim’den Kuşadası’na kadar uzanan sorumluluk sahamızdaki üyelerimizle birlikte, Türk denizciliğinin bayrağını Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Tamer Kıran ile daha yükseklere taşımak ve “ Limanlar Şehri İzmir” bölgesel hedefine ulaşmak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz.

Yusuf Öztürk

İMEAK

Deniz Ticaret Odası

Bültene Kaydol

Gelişmelerden haberdar ol

İlgili İçerikler

“QSM Global Olarak Dünya Çapında Gemi İşletmelerine Nitelikli Ve Güvenilir Denizciler Temin Ediyoruz”

İş ortakları ve gemi insanları için “Safety First” anlayışıyla operasyonel mükemmellik hedefleyen QSM Global, farklı coğrafyalarda uluslararası standartlara uyum sağlayarak, sadece personel temin etmekle kalmayıp, onların gelişimini de sürekli takip ediyor. İş ortaklarına stratejik ve ihtiyaca uygun çözümler sunan QSM Global, denizcilik sektöründe hem güvenliği hem de verimliliği artırmayı amaçlıyor. QSM Global’ın kuruluş hikâyesini, vizyon ve misyonunu konuştuğumuz QSM Global Kurucusu Ebru Kasap, iş ortaklarına sundukları stratejik ve ihtiyaca uygun çözümleri anlattı.

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

01 Jul 2025

Akdeniz Sularında Yeni Dönem Başladı, Petrol Ofisi Grubu İlk ULSFO Üretimini Gerçekleştirdi

Akdeniz’de gemi yakıtlarında kükürt sınırının yüzde 0,10’a düşürüldüğü yeni döneme girilirken Petrol Ofisi Grubu’nun Kocaeli Derince’deki terminalinde ilk ULSFO (Ultra Düşük Kükürtlü Yakıt) üretildi. İlk ayda 10 bin tondan fazla ULSFO satış hacmine ulaşan Petrol Ofisi, böylelikle transit siyah ürün pazarının yüzde 20’den fazlasını karşılayarak önemli bir başarıya da imza attı.

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

01 Jul 2025

Çin’in Büyümesiyle Birlikte, Açık Deniz Rüzgâr Enerjisi Kapasitesi 2026’ya Kadar 100 GW’a Ulaşacak

Kuzey Amerika pazarındaki belirsizliklere rağmen, Avrupa ve Asya ülkelerinin projelerini hızlandırmasıyla birlikte küresel açık deniz rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2026 ortasında 100 GW seviyesini aşması bekleniyor.

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

01 Jul 2025