Geçtiğimiz ay, Core Power, ABD limanlarına kurulabilecek yüzen bir nükleer enerji santrali tasarlamak için Glosten ile ortaklık kurduğunu duyurdu . Glosten'deki deniz mimarları ve deniz mühendisleri, yılda yaklaşık 175GWh güç üretebilecek mavnaların imalatı ve kurulumu için mavna operasyonel konsepti, tasarımı, düzenleyici yolu, saha konum onayları ve potansiyel tedarikçilerin belirlenmesine odaklanıyor.

Core Power CEO'su Mikal Bøe, geçen hafta Houston'da yaptığı bir sunumda vizyon hakkında daha fazla ayrıntı verdi. Liberty programının ilk bölümünde yüzen nükleer santrallerin (FNPP'ler) seri üretiminin olacağını söyledi. FNPP'leri büyük ölçekte devreye almada kazanılan uzmanlığın, ticari gemiler için nükleer tahrik geliştirmeyi içeren programın ikinci bölümüne giden yolu açacağını öngördü.

Bøe, "Liberty programı 2,6 trilyon dolar değerinde yüzen bir güç pazarının kilidini açacak ve nükleer tersane inşaatı zamanında ve bütçe dahilinde teslim edilecek" dedi. Şirket, yüzen nükleer santraller için sipariş defterini 2028'de açmayı ve önümüzdeki on yılın ortasında tam ticarileşmeye ulaşmayı bekliyor.

İyi kurulmuş gemi inşa süreçlerini kullanarak ve halihazırda yetenekli bir iş gücünden yararlanarak, güç mavnaları için modüler bir üretim hattı öngörüyor. Bøe, erimiş tuz reaktörleri gibi gelişmiş nükleer teknolojiler kullanacakları için seri üretimin mümkün olacağını söylüyor. Yeni teknolojilerin doğası gereği ve pasif olarak güvenli olduğunu, yani daha büyük tesisler ve dışlama bölgeleri gerektirmediğini belirtiyor.

Yüzen konseptin kullanılması, mavnaların yerel güç kapasitesini desteklemek için limanlara ve kıyı bölgelerine taşınmasını mümkün kılacaktır. Daha büyük kapasiteli üretim üniteleri daha açık denizde demirlenecektir. Merkezi tersane, devreye alma, bakım, yakıt ikmali ve atık yönetimini gerçekleştirecek ve mavnalar için yer seçimini basitleştirecektir. Kapsamlı saha hazırlıkları gerektirmeyecektir. Core Power ayrıca lisanslama, sigorta ve ihracat kontrolü için gerekli çerçevenin oluşturulmasını da destekleyecektir.

İlk aşamadan öğrendikleri, daha sonra tedarik zinciri ve iş gücünü geliştirmeye odaklanacaklar. Başvuruların büyümesini destekleyecek olan programı uluslararası alanda kullanmayı umuyorlar. Ayrıca bunun nükleer enerjili ticari gemiler için temel oluşturacağına inanıyorlar.

Core Power, geçen Kasım ayında nükleer enerjinin öncülerinden biri olan Westinghouse ile çalıştığını bildirdi. Şirketler, mavnalara yerleştirilecek reaktörlere odaklanıyor.

Birçok şirket, kolayca konumlandırılabilen güç istasyonları sağlamak için yeni küçük reaktör teknolojilerinin uygulamalarına bakıyor. Yeni nesil nükleer teknolojileri takip eden Danimarkalı bir start-up olan Seaborg ile ortaklık kuran Samsung Heavy Industries, Seaborg tarafından geliştirilen Kompakt Erimiş Tuz Reaktörü teknolojisini kullanarak yüzen nükleer santral mavnaları da geliştiriyor. Bu konsept ayrıca uzak bölgelere ve gelişmekte olan ülkelere yeni güç kaynakları getirme fırsatlarını da hedefliyor.